Kişilik bozukluklarından antisosyal kişilik bozukluğunun incelenmesinin amaçlandığı bu yazıda kişilik bozukluklarının ne olduğu ve kriterlerinin neye göre belirlendiği, tanı kriteri el kitabı olarak bilinen DSM-5 de antisosyal kişilik bozukluğunun nasıl ele alındığı ve antisosyal kişilik bozukluğunun Jeffrey “Dahmer” örneği üzerinden incelenmesi amaçlanmaktadır.

Kişilik Bozuklukları ve DSM-5 Tanı Kitabı Nedir?
Psikoloji alanında geniş bir yelpazeye sahip olan kişilik bozuklukları psikolojinin insana dair ele aldığı konular ve insanın değişkenliğe sahip bir varlık olması açısından titizlikle incelemeyi gerektirmektedir. Kişilik bozukluğuna sahip olduğu düşünülen bireylere belli kriterlere ve belli başlı ortak özelliklere dayanarak tanı koyulmaktadır.

Tüm dünyada psikoloji alanında ortak bir zeminin oluşturulması açısından Amerikan Psikiyatri Birliği’nin geliştirdiği Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve Sayısal Elkitabı yani DSM kullanılmaktadır. 2013 yılında yayımlanan DSM-5 tanı kitabının son sürümüdür. Ruhsal hastalıklara dair tanı koyulması durumlarında kitap içerisinde belirlenen kriterlere dayalı olarak çıkarımlar yapılmaktadır.

DSM-5’e göre kişilik bozuklukları kişinin kendilik algısında ya da kişiler arası ilişkilerine işlev bozucu etkilerin görülmesi ile karakterizedir. DSM-V tanılama sisteminde kişilik bozuklukları A, B ve C kümesi olarak üç kümede ve 10 alt başlıkta değerlendirilmektedir.

A kümesi kişilik bozuklukları arasında; paranoid, şizoid ve şizotipal kişilik bozuklukları yer almaktadır.

B kümesi içerisinde; antisosyal, sınır (borderline), histrionik, narsisistik kişilik bozukluları yer almaktadır.

C kümesinde ise kaçıngan, bağımlı, obsesif kompulsif kişilik bozuklukları yer almaktadır.

Antisosyal Kişilik Bozukluğu Nedir?
“Antisosyal Kişilik Bozukluğu (ASKB); başkalarının haklarına saldırı, tutuklanması için zemin hazırlayan eylemlerde tekrar tekrar bulunma, yasalara uymama, suçun sonuçlarından ders çıkarmama, pişman olmama, dürtüsellik, sinirlilik, saldırganlık ve kolay öfkelenmenin eşlik ettiği kişilik bozukluğudur” (American Psychiatric Association, 2013).

ASKB olan kişiler suça eğilimlidir ve genellikle hırsızlık, cinsel istismar gibi konularda karşımıza çıkmaktadırlar. Dolayısıyla bu konu psikolojinin konusuyla sınırlı kalmayıp hukuk alanının da konuları arasına girmektedir. Halk arasında psikopat olarak bilinen antisosyaller belirlenen özellikleri doğuştan itibaren, çocukluk dönemleri içerisinde de gösterdikleri çeşitli araştırmalarda gözlemlenmiştir. ASKB tanısı 18 yaşından önce konulmamaktadır. Yapılan çalışmalarda ASKB tanısı koyulan bireylerin amigdala yani duygulardan sorumlu olan beyin bölgesinin normalin altında çalıştığı görülmektedir.

Anti sosyal kişilik bozukluğunun DSM-5 tanı kitabına göre 7 kriteri bulunmaktadır;

1. Suç teşkil eden tutuklamalara yol açacak veya suç teşkil eden tutuklamaları gerektirecek davranışlarda bulunarak kanunlara ve normlara uyulmaması.

2. Yalan söylemek, aldatmak ve manipülasyon yapmak, çıkara dayalı veya kendini eğlendirmek için başkalarını dolandırma ile belirli düzmecilik.

3. Dürtüsel davranış ya da geleceğini tasarlamama. İçlerinden geldiği şekliyle ilerisini düşünmeden davranış sergilerler.

4. Sinirlilik ve saldırganlık, sıklıkla başkalarına saldırma veya kavga etme şeklinde kendini gösterir. ASKB fiziksel şiddetin en çok olduğu kişilik bozukluğudur.

5. Kendisinin ve başkalarının güvenliğini açıkça hiçe sayar.

6. Sorumsuzluk ve parasal yükümlülüklerini yerine getirmeme.

7. Eylemlerden pişmanlık duymama, yaptıklarına kılıf uydurarak vicdan azabı çekmezler. Süperego mekanizmaları gelişmemiştir dolayısıyla yaptıkları eylemlerden pişmanlık duymazlar.

Belirli kriterler çerçevesinde sunulan ASKB olan bireylerin çocukluk çağında yaşadıkları travmalar ortak özellikleri olarak görülmektedir. Anne babanın yoksunluğu, ilgisizlik, çocukluk döneminde yaşanan travmalar ASKB olan bireylerde görülebilmektedir.

Jeffrey Dahmer Örneği
Antisosyal bağlamında uç ve ileri bir örnek olan seri katil Jeffrey Dahmer’in belli özellikleri antisosyal kişiliğini gözler önüne sermektedir.

Belgesel ve dizi olarak yayımlanan hikayesiyle Jeffrey Dahmer, 1978-1991 yılları arasında, 17 erkek çocuğunu öldüren yamyam, seri katil ve tecavüzcüdür. Bu isteğini ve bundan haz duyduğunu söylemesi çocukluk yaşında ölü hayvanlara duyduğu haza dayanmaktadır. Antisosyal kişilik bozukluğunda olduğu gibi bulunduğu hiçbir yerde tam zamanlı durarak sorumluluk alamamış ve hiçbir işte tutunamamıştır. Özellikle alkolik olması nedeniyle birçok işinden atılmış ve birçok suçtan defalarca tutuklanmıştır. Antisosyal kişilik bozukluğuna sahip bireylerde de suça yatkınlık, aşırı alkol kullanımı gibi özellikler görülmektedir. Geleceğe dair herhangi bir öngörüde bulunmama, suçu işlediğinde ve ceza aldığına bundan geri durmama ve suça devam etme Dahmer’de karşımıza çıkan antisosyal davranış belirtilerindendir.

Dahmer’in çocukluk yaşantısına bakıldığında ise küçük yaşta annesi tarafından terk edildiğini babası tarafından da ilgisiz bir çocukluk geçirdiği görülmektedir. ASKB oluşmasının tek nedeni olması mümkün olmasa da çocukluk çağındaki travmaların etkili olduğu söylenebilmektedir. ASKB sahip bireylerin yaptığı davranışlar kişilik bozukluğuna sahip olmayan bireyler tarafından empati yapılarak anlaşılamamakta ve davranışların nedenleri bulunamamaktadır.

Antisosyal Kişilik Bozukluğunun Tedavisi
Antisosyal bozukluğa sahip bireylerin tedavi durumları incelendiğinde kesin çözüm bir tedaviye ulaşılamamış olduğu ve yapılan tedavilerin süreç içerisinde etkisini göstermediği görülmektedir. Antisosyal kişilerin narsistik özellikleri de benimsediği düşünüldüğünde etkili bir tedavi yöntemi bulunmamasının nedeni anlaşılmaktadır. Çünkü narsist kişi kendinde bir kusur görmez ve tedaviye ihtiyacı olanın kendisi değil diğer insanlar olduğunu düşünür. Dolayısıyla tedaviye cevap vermede en etkili kriter olan kişinin kendi isteği burada olmadığı için tedaviye yanıt verilmez. Yapılan çeşitli araştırmalarda ASKB olan bireylerin terapi sürecinden geçirilerek veya bipolar bozuklukta kullanılan ilaçlarla tedavi edilmesi amaçlanmıştır. Fakat hiçbir duruma tam olarak cevap vermedikleri ya da tedavi süresinde iyileşmiş olarak gözüküp sonrasında yine aynı davranışlara devam ettikleri görülmektedir.

Sonuç olarak antisosyal kişilik bozukluğuna sahip birerlerde çeşitli saldırganlık davranışları, hırsızlık gibi suça karışma olanakları, sorumsuzluk davranışları göstermeleri, yetişkinlik döneminde çalışma hayatında tutunamama gibi davranışlar sergiledikleri görülmektedir. Ancak tanı sahibi her bireyin uç örneklerde olduğu şekliyle davranış sergilediği düşüncesi yanlış olacaktır. Uç örnekler olduğu gibi davranışların alt seviyelerde olduğu durumlarda görülebilmektedir.

KAYNAKÇA

Serdaroğlu, Cihan. “Farklı Türdeki Yabancı Dizilerde Antisosyallerin Temsili: Netflix Dizilerinin Analizi”. Doktora tezi. Ankara Üniversitesi, 2022.

Tunç, Pervin. “Antisosyal Kişilik Bozukluğu Dinamik Formülasyon: Olgu Sunumu”. Anadolu Psikiyatri Dergisi. 2018: 211-213.

Taşçı, Gülay ve diğerleri. “Antisosyal Kişilik Bozukluğu Olan Bireylerde Çocukluk Çağı Travmaları, Aleksitimi, Algılanan Sosyal Destek ve İçselleştirilmiş Damgalanma İlişkisi”. Bilişsel Davranışçı Psikoterapi ve Araştırmalar Dergisi. 2024: 46-48.