Yunan mitolojisinin tanrı ve tanrıçaları günümüze kadar ulaşan birçok trajik ve derin anlamlar taşıyan hikayelere başrol olmuşlardır. Bu etkileyici hikayelerden biri de Persefoni ve Hades’in hikayesidir. Hikaye aşk, hayat döngüsü ve tanrıların karmaşık ilişkilerini konu alır.

Persefoni:
Persefoni, Zeus ve Demeter’in güzeller güzeli kızı, annesinin ona olan takıntısı yüzünden erkek yüzü göremez. Ama annesinin tüm bu korumacı tavırlarına rağmen Persefoni’nin kaderi günün birinde yeraltı dünyasının hükümdarı olan Hades ile kesişecektir.

Hades:
Hades, Zeus ve Poseidon’un aykırı kardeşi, yeraltı dünyasında kötü ruhlara hükmeden bir hükümdardır. Tanrıların başı olan Zeus yönetimi 3’e böler ve kendisini Olimpos’taki tahtına oturtur. Yönetmesi için Poseidon’a denizleri verir. Hades’in payına da yeraltı krallığı kalır. Hades’in ölüm tanrısı olarak adlandırılması onun sert, kötü ve disiplinli bir yönetici olduğunu gösterir.

Persefoni’nin Kaçırılması

Günün birinde vadide çiçek toplamak için yürüyüşe çıkan Persefoni en huzurlu anlardan birisini yaşıyordu. Ancak bir müddet sonra bu huzurlu an yerini korkuya bırakacaktı. Hades Persefoni’yi deliler gibi seviyordur. Fakat annesi Demeter bu duruma karşı çıktığı için ona bir türlü kavuşamıyordur. Vadideki o gün, Hades güzel kızı yeraltına kaçırmak ister. Persefoni yerde gördüğü renkli nergis çiçeğini koparmak için eğilip çiçeği tam kopardığı anda birden ne olduğunu anlamadan yer ikiye yarılır ve Persefoni çukurun içinden aşağıya doğru çekilir. Yeraltı dünyasına giriş yapan Persefoni Hades’in kucağına düşer ve Hades sevgilisini Yeraltı Kraliçesi ünvanıyla taçlandırır. Şunu da belirtmek gerekir ki; Bu kaçırılma anı 1621-1622 yılları arasında İtalyan sanatçı Gian Lorenzo Bernini tarafından “Proserpina’nın Tecavüzü” adı ile heykelleştirilmiştir. Heykelin detaylı ve gerçeği aratmayan işçiliği halk arasında büyük bir ilgi ve övgü görmektedir.

Demeter kızının kaçırıldığını öğrendiğinde büyük bir yas tutar, nehir kenarlarında kızını arar ama bulamaz. Aynı zamanda Demeter’in bu acısı doğayı da olumsuz etkiler. Bereket ve tarım tanrısı olarak bilinen Demeter, üzüntüden tanrıçalık görevini yapmayı bırakır. O andan itibaren topraklar, kuraklık ve kıtlık yüzünden verimsiz hale gelir. İnsanlar tarlalarını hasat edemezler. Tanrılar Demeter’in ve dünyanın bu içler acısı haline tepkisiz kalamazlar ve Persefoni için bir çözüm arayışına girerler.

Çözüm Neydi?

Demeter kızını geri, yanına alabilecekti. Ama bir şartla… Persefoni kendi ağzı ile Hades’in onu zorla alı koyduğunu beyan ederse annesi ile birlikte gidebilecekti. Bunu öğrenen Hades, Persefoni’nin dünyaya geri dönüşünü zorlaştırmak için ona 6 adet nar tanesi yedirir. Bu nar tanelerini yiyen Persefoni, Yeraltı dünyasını arzulayacak ve buradan kopamayacaktı. Böylelikle Hades de sevgilisinden uzak kalmayacaktı. Nar tanelerinin etkisinde olan Persefoni, yılın belli dönemlerinde yeraltı dünyasında kalmak zorundaydı. Demeter bu duruma sinirlenip tanrıları verimsizlikle tehdit etse de başka bir çözüm yolu yoktu. Zeus, kızının yılın bir yarısını dünyada, annesinin yanında; diğer yarısını da kocası Hades’in yanında, yeraltı dünyasında geçirmesine karar verdi.

Tanrıçanın bu döngüsü mevsimlerin değişimini oluşturdu. Persefoni her yıl annesinden ayrı düştüğü 6 ayda, Demeter kederlenir, toprak kurur, verimsizleşir, havalar soğur ve gökyüzü ağlardı. Fakat annesine kavuştuğu diğer 6 ayda ise, havalar ısınır, toprak uyanır, bereketlenir, Demeter dünyaya ekinler hediye ederdi. Yağan yağmurda, yeşillenen toprakta bir annenin izi vardı.

Bu hikaye sadece bir kaçırılma hikayesini değil aynı zamanda doğanın içinde bulunduğu ahengi de anlatır bize. Kışın yağan her yağmur Demeter’in gözyaşlarını hatırlatır. Baharda açan her çiçek anne-kızın kavuşmasını hatırlatır.

Hades ile Persefoni’nin öyküsü bize yalnızca sevginin gücünü değil, iki zıt şeyin aslında birbirine ne kadar bağlı olduğunu da gösterir. Aydınlık ve karanlığın ayrılamaz olduğunu, hayatın ve ölümün bir bütün olduğunu gösterir. Umuyorum ki bu hikaye her karanlık anınızda aklınıza gelir ve karanlığın sonunun aydınlık bir yere varacağını, Persefoni’nize kavuşunca yeşilleneceğinizi hatırlatır.